27 Mayıs 2013 Pazartesi

Küçük Molalar da Neler Yaparım ?

Sizi bilmem ama ben hayatın içinde uzun mesafe koşucusu olamıyorum.
İki ara, bir derede mutlaka bir durup nefes almalıyım.
Kendini şımartmayı seviyor mu dersiniz, ehlikeyfin teki mi ? Onu size bırakıyorum.


Dost Kitap Evi, içine girmesi kolay çıkması zor en sevdiğim yerlerden.
Alınacaklar listemde bir kitap yoksa bile, azıcık vaktim varsa asla geçip gidemem önünden.
Kitap kapaklarını okumak bile hoştur.


İçinde dünyaları saklayan sergi salonları, müzeler de harika mola yerleridir benim için.


Bazen  daha önce de bahsettiğim mekanlarda çay molası veriyorum.





Eve gelince, tığ işi en sevdiğim, beni en çok dinlendiren uğraşlardan biri.
 Bu eski ama henüz görüntüleyemediğim yeni işlerim var elimde.
Fırsat bulup da bir iki sıra işledim mi, ohh... 



Postcrossing üyesi olarak dünyanın her yerinden kartpostallar alıyor, ben de başkalarına yazıyorum.
Gönüllü turizm elçisi gibiyim valla!
 Hani bilseler, bakanlığa personel olarak alırlar anında.


Yüksük koleksiyonu ile başlayan değiş-tokuş olayı aldı başını gidiyor.


Geçen hafta önce NJ de yaşayan Vera ya, sonra da İspanya daki Mati ye paketler hazırlayıp gönderdim.


Mati aynı zamanda önemli bir ayraç koleksiyonu sahibi.
Ben de ona hem yüksük, hem de ayraçlar gönderdim... Bayıldı :)




Kahvesiz bir mola düşünülemez değil mi?
( mekan; Ziver)




Bu da Vera'nın Costa Rica sürprizlerinden .
Muz kağıdından minik bir çanta ve sevimli melek yüksük.
Çok şeker değil mi?


İşte böyle arkadaşlar!

Ruhunuza huzur veren küçük molaları ve dua etmeyi siz de unutmayın olur mu?

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Sergi, Mergi ve Bir Düğün







***********



“Yıkık dökük bir iki duvarı kalmış eski evlerin yaşama direnen tahta kapıları. 
Bir umutla hala beklerler açılmayı, üzerlerine yansıyan gölgelerle paylaşırlar 
yalnızlıklarını.
Kapılar umutlarımız değil midir? 
Hayatımıza açılan her kapı gelendir, beklemektir, kavuşmaktır, mutluluktur, 
sevinçtir, gizdir. Hayatımız hep güzelliklere açılsın, umutlarımız tükenmesin, 
barış ve sevgi dolu günler yeşersin...”

Aysun Şener’in Kapılar-Gölgeler başlıklı resim sergisi tanıtım yazısından.


************




“ÇANKAYA HALK EĞİTİM MERKEZİ VE AKŞAM SANAT OKULU”
‘HER ŞEY GÜZEL OLACAK’
YIL SONU RESİM SERGİSİ






**********


Salonlar arasında ufacık bir mola için.
Akşam güneşinin ışığında benden önce dinlenenler gazetelerini bırakmış :)

**********


Keçe paspas çalışması ?
Yok, ben basamam buna !


**********

Büyük oğlumun ilkokuldan sınıf arkadaşı evlendi.
Dünün sopa gibi incecik kız çocuğu, kuğu gibi bir gelin oldu, gözlerimiz buğulandı.
Yok yok..Basbayağı ağladım ben.


 Yer; Türk-Japon Vakfı Salonu-Oran.
 Güzel de bir yermiş. Salon ODTÜ lü, pırıl pırıl bir sürü gençle doluydu.


Seçil'ciğim, güzel kızım;
Hayat sizi çok sevsin,hep gülsün güzel yüzlerinize canım.

*************
Geçen haftadan Bulut Gölgesine sığınanlardı bunlar.
Şimdi güzel bir hafta sonu dileğimle, çok severek dinlediğim Seyyan Hanım dan, sizin için ;





14 Mayıs 2013 Salı

Sergi Devam Ediyor




Gezip göremeyenlere duyurulur.
Daha önce burada yer verdiğim, ziyaret edemeyenlerin hayıflandığı sergi ÇSM de 27 Mayıs gününe kadar sürecek. Benim geçen hafta sonu yolum düştü, yine dolaştım.
Sizlerle de bu defa başka fotoğrafları paylaşmak istedim.



Siyah-beyaz kadın fotoğrafları.
İzlediğim bir bloğu hatırlattı.







Bayılırım eski gelin-damat fotoğraflarına.
Tanıdık, tanımadık demem saklarım. Sizlerde de vardır nice güzelleri eminim.


 Metal kutunun üzerinde yazanı okuyun isterseniz. Bakalım ne yazıyor !



Ünlü Pera Tokatlıyan otelinden.


 Bunlarda benim evdeki kumpanyadan.
İpek mendiller 60-65 senelik.


 Su yeşili annemin çeyizinden, Beyaz iğne oyalı ve mavi gölge işi işlenmiş olan kayınvalidemin.


Gölge iş de ne ola ki? Diyenler için kumaşın ön ve arka kısmı.
Ne kadar zarif bir işleme yöntemi değil mi?


Sahi, siz de arada açıyor musunuz sandıkları ?
Evlerdekileri ya da gönüllerdekileri...
Sizce de bir mendile sığıyor mu kocaman kocaman sevgiler ?

6 Mayıs 2013 Pazartesi

İmza: Karın ve Bir Konser



"İmza: Kızın"dan sonra ikinci proje "İmza: Karın"da raflarda yerini aldı.
Kitap da ünlü-ünsüz 128 kadın bu defa eşlerine birer mektup yazdı. 

Kitabın telif geliri yine bir sosyal amaca yönelik olarak, kadınların huzurlu, mutlu ve kendilerini ifade edebilen bireyler olması için faaliyet gösteren "Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği " (STET) e gidecek. 
Kitabı yine "İmza: Kızın" ekibinden Banu Özkan Tozluyurt yayına hazırladı.

"Keşke benim mektubum da kitapta yer alsaydı" diyorsanız 
mektubunuzu imzakarin@gmail.com a göndererek
 www.imzakarin.com sitesinde yayınlanmasını sağlayabilirsiniz.

Desteğiniz ve paylaşımlarınız için kitabı hazırlayan ekip 
ve 
mektuplardan birinin yazanı olarak gönülden teşekkür ederim.


******************


Begül Erhan ve Wiktoria Szubelak iki klasik gitar sanatçısı, 
geçen akşam dinleyenlerini kendine has yorumları ile  rüyalar ülkesinde bir gezintiye çıkardılar.


Wiktoria Szubelak Polonya'nın önde gelen genç gitaristlerinden.
Chopin Müzik Üniversitesi'nden mezun ve pek çok klasik gitar yarışmasında birincilikleri varmış.




Begül Erhan ise ünlü gitar sanatçılarından master class ders ve kritikler almış, 
repertuarı Rönesans döneminden günümüze, Latin bestecilerden Türkiye ezgilerine kadar uzanan bir sanatçı.
Ben hocası Murat İşbilen'in eseri olan "Livaneli Temasına Çeşitleme" ye ve yorumuna bayıldım.

Konseri sırasında yanımdaki koltukta oturan minik öğrencisi ise en az onun kadar heyecanlıydı.


Görüldüğü üzere genç kızlar her yerde aynı... Sahnede bile :)


Biz her ikisini de çok beğendik, zevkle dinledik.
Ankara'nın sakin bahar akşamında, kendileri de bahar gibiydiler.
İncecik, sade kır çiçekleri gibi.

Güzel yollarında bahtları hep açık olsun.

*********


Geçtiğimiz hafta Sevgili N&N kardeşlerden bu  güzel hediyeler geldi bir de.
Dizdim masaya bir güzel, yaptım kahvemi...
Aklımda, hayatımda beni üzen her şeye bir süreliğine de olsa  kalbim acımadan baktım.


Hepinize güzel bir hafta dileklerimle.